Kahramanın ismini darbeden 2 gün sonra öğrenebildim : Ömer Halisdemir. Cenazesine gidebilmeyi isterdim. O’na şükran borçluyuz. Darbe’de ilk kurşun. Okudukça tüylerim ürperdi. Umarım Yassıada’ya 6 metrelik bir heykelini dikerler. Allah rahmet eylesin. Ömer Halisdemir Özel Harekat Birliğine el koymak isteyen generali daha önce aldığı emir gereği alnından vurmuş ve bu darbe çabasının önlenmesinde ilk kurşunu atarak vatana hizmet etmiş.
Cenazesine katılabilmeyi isterdim. Bir gün Niğde’nin Bor ilçesinde Çukurkuyu mezarlığında ziyaret etme fırsatım olur umarım. Okudukça gurur duydum bu milletin tepkisi ile veya tepkinin büyük bir kısmı ile. Bir kere tüm partilerin yek vücut darbeye karşı olmalarında.
Darbeden bir kaç saat sonraki tahlilimde olayı çok basit olarak algıladığımı anladım. Darbe başlangıcı bir kez 15 değil 14 Temmuz. TBMM bombalandı!
Verilmiş sadakamız varmış. Başarılı olsa idi ülke on yıl geri giderdi.
Hilmi Özkök Paşa o gece Anadolu Ajansına bir demeç vererek darbenin başarılı olamayacağını söylemiş. Bir şey daha söylüyor Hilmi Paşa: “Umarım ilgili bütün kişi, kurum ve kuruluşlar en tehlikeli sarhoşluğun zafer sarhoşluğu olduğunun bilinciyle hareket ederler. Zaman itidal zamanıdır.” diyor Hilmi Özkök Paşa. Ne dendiğinden ziyade kimin ne dediği önemli. İşte bence çerçevesinde saf tutulacak bir cümle.
Şimdiden “sen şu meydana çıkmadın” “sen gizli darbeci misin?” “Tayyibi sevmeyen ölsün” tadında yazılar çıkmaya başladı. Fettullah’ın iadesi gündeme geliyor. Sakarya valisinin tavrını Tv lerde gördük. Bu başarı ve saf tutma anında askeri kemeri ile döven insan resmi dışarıya aktardığımız resim olmamalı. Haydi kemer ile dövme hadisenin sıcaklığında gelişti. Kim savcı, kim polis, kim yargıç ayırabilmeliyiz artık. Hepsi ayni kişi olmamalı, bir vali hiç olmamalı.
Birkaç fikir paylaşmaya çalışacağım: bu ülke sadece Ali’yi veya Veli’yi veya rahmetli Ayşe’yi seven veya sevmeyenlerin ülkesi olamaz. Kimse de kimseyi sevmek zorunda olmamalıdır. Bu ülke örneğin sadece Atatürk’ü sevenlerin, sadece RTE sevenlerin ülkesi olmaktan çok daha fazladır. Farklı fikirlere kişisel kritik yapma sığlığından vazgeçmeyi öğrenmemizde büyük fayda var. Liyakat sadaketten önemlidir eğer tabii demokrasiye saygı varsa.
Fettullah’ın iade edileceğini sanmam. Almanya Dalan’ı iade etti mi? Bizim hukuk sistemimiz değil miydi, yıllarca eski Genelkurmay Başkanı da dahil olmak üzere askerleri terörist diye Silivri’de hapiste tutan?
Dört partinin de darbeye karşı bildirisi önemli. Umarım buradan bir uzlaşma ve yeni Anayasa çıkar.
Yargıçların neredeyse dörtte birinin emekli edilmeleri de önemli. Bu kadar insan eğer iktidara karşı ise bu sadece Feto falan denilerek izah edilemez. Bu geniş bir halk kitlesi demek, bir parti çerçevesinde TBMM de temsil edilmelerinde fayda vardır.
Geriye dönük idam cezası elbette çağdaş hukukun gerisindedir.
Tv programlarında güvenlik uzmanı eski asker Mete Yarar’ın açıklamalarını önemli buldum: suikastlar ve dezinformasyon artacaktır diyor. İç savaş ancak beceriksiz siyasetçiler ile olabilir. Şimdiye kadar çok da becerikli olarak algıladığımı söyleyemem liderlerin ve komutanların çoğunluğunu. Cuntacı özel kalem müdürleri, korumalar vs.
Umarım alçak gönüllülüğün, uzlaşmanın ve saf tutmanın zamanı geldiğini tüm liderler, yazar, çizerler, düşünüp de yazanlar ve düşünemeden kinaye yazanlar anlamışlardır. Zaman itidal zamanıdır.
This is much better!
Güzel bir yazı
iPhone’umdan gönderildi
18 Tem 2016 tarihinde 12:55 saatinde, Mahmut Tolon şunları yazdı: