Önyargılar, Yan Yargılar ve Zeytin

 

 

İşin güzel tarafı insan kendisini de o kadar ciddiye almamayı öğreniyor.

Bonzai zeytin denilen zeytini punk türü kırpıp süs ağacı haline getirilmesini ilk önce çıkarcılık ve en azından ayıp olarak algıladım. Bir kültür ağacı sanki biri “dinime”, “Ata’ma” alaycı yaklaşmış gibi oldum. Hani yani Atatürk demeyip de Mustafa veya Mustafa Kemal denilmiş ve saygıda kusur edilmiş gibi.

Zeytin bizi besleyen ağaç insanlık kültürünün dibinde var.

 

Persler ve İyonyalılar birbirlerinin Zeytin ağaçlarını yakmış savaşta diğerini yıkmak için.   Nasıl olur da bu saygısızlar ağacın yapraklarını daire gibi budayıp bir süs haline getirirler? Vay saygısızlar falan. İsmini bile özenti seçmişler yahu bonzai dediğin ağacı küçültme sanatı bunlar ise küçültmüyorlar sadece saç traşı ile punk gibi poodle köpeği gibi kırpıyorlar. Ne diyeyim?  Vatan hainleri!

 

Dün Urla meydanda böylesine budanmış “bonzai zeytinleri” görünce bir de baktım ki ilk kez düpedüz güzel gözüktüler gözüme.   Yakışmış. Belki de zeytini kutlamanın bambaşka bir hali. Allahtan her şey benim isteğime göre gelişmiyor bazen de hatta korkarım, itiraf edeyim ki genelde, benim düşündüğümden daha güzel bile olabiliyorlar.  Hayret?  Çokseslilik çözüm getirir. Çokseslilik kısır döngüyü aşar. Çokseslilik denge için önemli. Önyargılar iyi ki varlar böylelikle aşabiliyoruz!

 

İnadı bırakınca ve yaklaşımı değiştirince bazen olumlu veya proaktif bir yargı şekli bile oluşabiliyor demek ki.

 

Şimdi merakla bekliyorum acep bakış açımda vücütta yapılan dövmelere karşı da benzer bir yaklaşım olacak mı? Sanmam! Asla! Falan diye düşünüyorum ama zeytinde bonzai yaklaşımım değişebildiğine göre o denli de emin değilim artık, sanki.

 

Ortamı (veya olanı) değiştiremiyorsan yaklaşımını değiştir!

 

Arkadaşlarını öldürürmüş bir yunan tanrısı tek tek.   Ali’nin saçı, Veli’nin küpesi, Ayşe’nin tavrı, Fatma’nın o gün söyledikleri falan derken sonra bakarmış ve anlarmış ki kendisi de epeyce abukluklar yapıyor. Tabii bu ölümlerden Ayşe, Fatma, Ali, Veli haberdar bile olmazlarmış. Bazen de olurlarmış yunan tanrısı değneği ile onlara vurunca!   Sonra bir gün bakarmış Ali bayağı da beğenilesi işler yapıyor. Ayşe de , Fatma da tek tek diriltirmiş o “fanileri” gönlünde. Kendi barıştığı zaman da dünya daha bir olumlu gözükürmüş gönlüne.

 

Şimdi zeytin hasadı zamanı. Şükretme zamanı, Amerika’dan ilginç beyanatlar. Tür olarak beraber yaşamayı öğreniyoruz. 50 yıl sonra dünya nasıl olacak konusunda New Scientist dergisi ilginç makaleler yazmış bir kaçına değinmek şart. Geriyi çözmeye ve anlamaya çabalarken ileriyi de düşünmek şart. Esasen bir çok şey daha iyi olacak.

 

Ülkede bir kuraklık dalgası daha. O konuda bir çözüm önerisi, tekrar bundan sonraki yazımda.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *