Heyecan verici günler önümüzde. Trump devrinden bahsetmiyorum. Erdoğan’ın geleceğinden de. Kürt sorunu? Avrupa Birliği? Hayır, gelecekten bahsetmek istiyorum.
İspanya’da 230 bin donmuş insan embryosu varmış. Bunlar 10 yıl saklandıktan sonra kanunen yok edilebilir veya bilimsel konularda kullanılabilirlermiş eğer vericiler sahip çıkmazlarsa. Yani bir anlamda 230 bin donmuş yeni insan.
İngiltere ve ABD de Parkinson hastalığının burun veya kalın bağırsaktan kaynaklanan bir hastalık olduğuna dair ipuçları üzerine çalışılıyor.
Düşünün belki buğu ile veya lavman ile Parkinson önlenebilecek ilerde! Ne kadar heyecan verici değil mi?
Genetik bilim çok ucuza kanda bazı değişiklerle kellik olsun osteoporoz olsun basitçe çözümler getirecek önümüzdeki on yıllarda. Kafalarına saç ektirmek için oradan oraya koşuşturan gariban hemcinslerimiz var. Veya daha somut olarak kalça protezi diz protezi hastane hastane dolaşanlarımız. Kanda bazı genetik müdahele ile diz ağrıları ve eklem sorunları anlamlı azalacak. Daha kanserden hiç bahsetmiyorum.
Anne kanında genetik araştırma ile doğacak bebekte olabilecek hastalıklar bilinecek ve belki doğmadan tedavisi mümkün olacak.
Gülümsüyerek düşünüyorum da mevzuat üreten kalem efendisi bürokrasi kendine bu tür konularda nasıl iş ve aş çıkaracak kimbilir? Neyse Allahtan onlar abbası papazı anlayana kadar bilim ilerleyebiliyor.
Genç bir hekim iken kronik lösemi bile yeterince kötü bir haber idi. Artık on yıllarca normal yaşam mümkün.
Kim düşünürdü? Yıllarca prostat kanseri testosterondan diye düşündük belki – bir ipucuna göre- yakında yüksek dozda testosteron ile tedavi edilebilecek!
Tanzania’da 81.5 metrelik dev bir ağaç bulunmuş. Ondan önceki Afrika’nın en yüksek ağacı Güney Afrika’daki göçmen ağaç bir nevi ökaliptüsmüş. (Ökaliptüs epeyce kolay yayılan bir tür ve kanguru gibi Avustralya kökenli. Tabii göçleri insan kaynaklı.
Akdeniz’in derin sularından pollerde yani buzulun altında yaşayan balık türleri bulunmuş. Ne anlama geliyor daha bilemiyoruz. Acaba sintine suyu ile gene insanlarca mı taşınmış?
En yakın yerleşime binlerce km uzakta olan Pasifikteki Midway adasında bulunan plastik çöp ürkütücü miktarda artmaya devam ediyor. Deniz ve Balık ve Pasifik çöp girdabı başlıklarıyla bu konular hakkında epeyce önce yazmıştım ama artık sevindirici olay politikacılar bile konuyla ilgilenmeye başladılar Obama geçenlerde Midway adasına gitti.
Dünya hızla değişiyor. Ama bazı şeyler hep ayni veya benzer kalacak. Dinler odak ve ortak noktalara değindiklerinden epeyce süre daha aralarında uzlaşmayı becerene kadar belirleyici kalacaklar. Ondan sonra da daha güçlü bile olabilirler.
İnsanların yaklaşık yüzde on beşi çalışıyor, diğerleri ise kısmen çalışıyormuş gibi yapıyor, yüzde birinin de kafası çalışıyor. Bu her dönem böyle olagelmiş, biyolojik bir dağılımın neticesi. Diğerleri ise seçmen, sanıyorum çalışanın daha fazla kazanacağı kabul edilen, diğerlerine de bir şekilde bir “maaş” verilen sistemlere doğru yol alacağız. Aynen tekrar çünkü doğru.
Demirel tarih oldu gitti. Helmut Kohl Almanya’yı 16 yıl yönetti, şimdi yaşlı bir adam. Yaşam devam ediyor.Bu arada “molla, kendini kolla!”