Kültür dediğimiz tekrarlar ile oluşur. Birey de alışkanlıkların bir sonucudur. Önyargılar bizi bu tekrarlar içinde yaşamaya zorlar. Gençler yeni yollar gitmek isterler ve sonunda yeni tekrarlara esir olurlar.
Zor kavrayan ama çabuk tepki veren yaratıklarız.
Din tekrarlar ile alışkanlık haline gelmiş kültürdür. Bir kere benimsendikten sonra inatçı bir tür olduğumuzdan zor da olsa gerçeklere uyum sağlayarak mümkün mertebe ezberlere tutunarak değişiriz.
Kültürel gelişimin sonunda ezberlerin bir kısmının abuk sabuk veya hatta zararlı olduğunu anlasak bile inat ile o eski ezberlere sarılmaya devam ederiz.
Bir milletin ezberleri iklim, coğrafya ve o ortamın getirdiği alışkanlıklar sonucu pekişirler.
Temel algı şeklimiz bize faydalı veya faydalı değil şeklindedir. Bir birimiz ile fiilen veya laf ile yarışarak kültürel değişimi sağlarız.
Bir kültürün rutininin dışına gençler çıkarlar ve çıkıyorlar da.
Dünyada gerek politik gerek bireysel olarak eskiye özlem kaybedileceğini hissedenlerin veya anlayanların bu (kaybettikleri) savaştan ricatlarından ve bu ricat esnasında olabileceği kadar erzakı beraberinde alma çabalarından ve bu yolda yaptıkları küçük ve neticeyi değiştirmeyecek kavgalardan ibarettir. Bireyin yaşamındaki hadiseler veya bir seçim neticesi bu genel yönü değiştirmez.
Bazı yaralar veya nedbeler yeni yönleri arama çabası ve inadının gelişmesi için çok hayırlı veya hatta elzem olabilirler.
Yaralar veya nedbeler olmasa insan keyfe meyilli ve yüzeysel bir hayvan olduğundan çabalamaz ve yeni yönler yaklaşımlar bulamaz.
ABD artık eski ABD Almanya bir daha eski Almanya ve Türkiye artık eski Türkiye olamayacaktır. Gençler farklı kültürlerden insanlar ile birleşmekte ve çocukları çok kültürlü olarak büyümektedirler. Yani farklı ezberlerin eserleridirler. Almanya’da bu şu an doğan çocukların yüzde yirmisi için geçerlidir. İngiltere’de bu özlemin sonuçlarını hep beraber görebiliyoruz. Brexit eskiye özlemden başka bir şey değildir.
Türümüzde hep zekaca ve bedenen faal olan en fazla bir yüzde beşin içinden sivrilenler istikameti belirlemiştirler ve hep de böyle olacaktır.
Toplumların kuralları ise çoğunluğun anlayacağı ve kabul edebilecekleri şekilde konula gelmiştir.
Bu fikirleri çok abstrakt veya hayali veya abuk bulmadı iseniz yazının sonunda kısa bir reklam: Yukardaki düşüncelerin alet çantası olan Evrime İnanmak isimli kitabım bu hafta satışa sunuluyor. Mutlu Tuncer’in karikatürleri ile, umarım eğlenirsiniz.
Mahmut kardeşim
Yazılarını zevkle okuyorum
Kitabın yayınevinin yazarsan kolay bulurum
Sevgilerimle
Mustafa akıncı
LikeLike
Ozan yayınevi İstanbul sanıyorum çarşamba yayına girecek sevgiler mt
LikeLike
Kitabi bekliyoruz…
LikeLike