Yorucu Yurtdışı Türkler

 

 

 

Türk olmanın bolca hoş tarafları var. Bir  Türk dostum İngiltere’de, İngiliz de oldu artık. Diğeri Amerikalı bir Türk.

Uzak yakın RTE lehine olarak yorumlanacak bir cümle yazacak olsam  “İngiliz Türk” den yağmur gibi RTE aleyhine mesajlar.

 

Karşıtıymışım  gibisinden yorumlanacak bir cümle, bu sefer “ABD’li Türkten” bana suçlamalar.

Yaşamımızın bir safhasında bazı resimler oluşuyor ve öldür Allah o resimleri değiştirmiyoruz. Değiştiremiyoruz anlaşılan.

 

Ya’hu yurt dışından bana Türkiye’yi öğretmeye çalışma lütfen. Kendi seçtiğin ülkeden haberler yorumlar aktar.  Na’yır nolamaz illahi biri bir yandan diğeri diğer yandan neredeyse suçlamaya varacak laf sokuşturmalar.

 

İsa’ya da Musa’ya da yaranamamak bu olsa gerek.

 

 

Bu yurtdışında yaşayan ülke tutkusunu anlıyorum da biraz vazgeçip yaşadıkları ülkeye tutku duyup onu paylaşsalar bir zahmet.   “Türkiye” dışında her konuyu rahatça konuşabiliyorum bu dostlarımla.

 

 

Seçtikleri ülkeye uyanlar da var sükür yaradana, onlar ile konuşurken nefes alıyorum.

 

Yorucu (yoğun)  yurtdışı Türklerin  –YYT–  en çiçek açmış şekli ile 23 yaşında tanıştım. Bir kuzenim gene ABD li  çok başarılı bir  YYT ile evlenmiş oraya yerleşmişti. 23 yaşında Almanya’da okuyan bir Türk öğrenci olarak burs ile  ABD ‘de çalışıyorum. Yanı sıra biraz para da veriyorlar ama benim için o kadar astronomik ki bir kullanılmış araba alabiliyorum. Evlerine gidip bir gece kaldım. Bin pişman olmuştum. Adam Türkiye’nin geri kalmışlığını tamamen benim sırtıma  bir şekilde yükleyip kendi görüşü doğrusunda saldırganlaşmıştı. Bir dayak yemediğim kalmıştı.  O koskoca ABD li br müdür idi.  Neye uğradığımı şaşırmıştım.  Monch Mammut marka bir de koskoca motorsikleti vardı. Arada sürat limitini aşıp gözaltına alındığı bile olmuş. Firma gelip çıkartmış.

 

Çocukları Türkçe bile bilmiyorlardı, tam Amerikalı idiler. Türkiye eşittir dayanılmaz bir yük ve saldırganca tartışmalar olarak gördüklerinden yaşadıklarından  herhalde.   Temas da kalmadı o ziyaretten sonra zaten.

 

Annemin bir kuzeni vardı, benden 40 yaş kadar büyük. O da rahmetli oldu Londra yakınında yaşardı. 17 yaşında ilk oralara  gittiğimde evinde kalmıştım o da yoğun Türkiye tutkusu olan YYT lerden biriydi. Çocukları da dünyaya dağıldılar. Kısmen babalarından miras aldıkları nedbeleri gömerek.

 

Bu tür yoğun insanlar benim ülkeme dönüp burada yaşamaya karar vermeme neden olmuşlardı. Madem silkmesi o denli zor tam kökümün içinde yaşayayım diye.  İnsan insanın kurdudur ve yoğunluk bazen de iyidir, doğurgan olma şansı yüksektir.

Herhalde diğer ülke göçmenlerinde de farklı değildir bu kök tutkusu. Müzik olsun, resim olsun, fotoğrafçılık olsun bir hobileri olanlar daha dengeli oluyorlar.

 

Onun dışında eski  saf Alman dostlarım da var ama onlar ayrı bir  yazı konusu. Ama  şu veya bu nedenle ülkesinden giden gittiği anki tespitinde donuyor. Güney Amerika’ya yerleşen Almanlar da Almanya’da yaşayanlardan daha eski bir Almanya’yı zihinlerinde yaşatıyorlar! Ayni Almanya’daki Türkler gibi.

 

Yunus Emre hep yanı başımızda:  “Gezdim Halep ile Şam’ı, eyledim ilim-i talep, meğer ilim bir hiç imiş illa edep, illa edep!”

 

Edep yerine “denge” de diyebilir miyiz acep?

1 thought on “Yorucu Yurtdışı Türkler”

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *