Marangoz’un Suçu ve Soğuk Savaşçılar

Şimdi 80 yaşında olan bir marangoz genç iken bir savaşta asker olmuş ve bir çatışmada attığı bir kurşun bir duvardan sekip 3 yaşında bir çocuğu öldürmüş.

  1. Marangoz dahil hiç kimse bu olayın marangozun tüfeğinden kaynaklandığının farkına varmamış. Marangoz savaştan sonra giderek büyüyen köyünde saygın bir vatandaş olarak marangozluğa devam etmiş. Çoluk çocuk, torun sahibi olmuş. Hep sevilen bir insanmış.
  2.  Şans eseri o zaman savaşın filmini çeken bir gazetecinin filmi sonradan değerlendirilirken o çocuğu öldüren kurşunun marangozun tüfeğinden çıktığı tespit edilmiş. Yıllar sonra marangoz mahkemede %20  oranda suçlu bulunmuş ve 6 ay hapse mahkum olmuş.
  3. Beraat etmiş. Olay zamanla unutulmuş.
  4. Beraat etmesine rağmen köyde sonraları çoğunlukta olan savaş karşıtları marangozu kötü adam olarak ilan etmişler ve marangozun savaştığı zaman pasifist olma ve askerlik görevini reddedip, sağlık veya temizlik görevinde çalışma olanağı olmamasına rağmen  hep giderek büyüyen, kasabalaşan yerde  marangoza karşı tavır almaya  ve onu suçlamaya devam etmişler.

Yukardaki öyküyü tam bu zamanlar için yazdım. Artık ülke olarak önümüze bakma zamanı gelmedi mi?   Alın size Alevi Sünni ayrımı, Türk Kürt veya Türk Ermeni veya Hristiyan Müslüman ayrımı.  Alın size CHP DP  kavgaları bitmez tükenmez, doğru yanlış ve hep süregelen.

Alın size şu an devam eden tabular ve tabuları  kutsallaştırma çatışmaları. Saldırganca tutumlar.

Ve bu tabular ve çatışmalar sayesinde neredeyse ülkeye ümit olarak lanse edilecek Muharrem İnce, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Doğu Perinçek  gibi isimler. Önümüze bakıp genç ve dinamik bir lider etrafında toplanamamak.  Halbuki 100 bin oy ile bunu yapmak mümkün.

Çevremizde karşıtı Nowolny’i ı zehirleten (yoksa kaza ile mi oldu?)  bir komşu. Rus Putin muhalifi şu an Berlin’de tedavi ediliyor.  Beyaz Rusya’da hep seçimleri kazanan Lukaşenko – son seçimi de yüzde seksen oy ile kazandı? İnanamadığımız olaylar. Alın size ülkemizde hapishanelerde yatan fikir suçluları. Alın size komşularımız: İrak, Suriye.

Hala İskender ile (Sinoplu) Diyojen’i anıyoruz “Gölge etme başka ihsan eylemem”. İskender’e fazla alaycı (sinik – köpeksi) davranan Diyojen’e İskender bir tabak kemik yollamış. Kemikleri alan Diyojen : “Bana yakışan bir hediye teşekkür ederim” demiş ve devam etmiş “ Ama Krala yakışan bir hediye mi bilemem?”

Sonra da İskenderin “İskender olmasaydım Diyojen olmak isterdim” dediği rivayet edilir. Malum Fıçı içinde yaşayıp dilenerek yaşamını idame ettiren Diyojen’in para ve pulda gözü olmamış.

Yaklaşık 2400 yıl sonra bu insanları anıyoruz. Pekala İskender “atın adamı hapse aklı başına gelsin, zindanda çürüsün, bir daha güneş yüzü görmesin,  bu nasıl saygısızlık!”  da diyebilirdi. Ve emin olun İskender’in istilalarında binlere çocuk da  kazara oluşan ok veya mızrak yaraları ile oku atan marangoz olsun veya olmasın ölmüştür.

Olumlu yaklaşmak ve önümüze bakıp çözüm üretmek hep bir olasılık. Hiç unutmamalı.

Velev ki bir marangoz  bir çocuğu üldürdü. Marangoz’un oğluna, torununa, torununun torununa  karşı tavır almak reva mı? Bırakın moralist yaklaşımı, akılcı mı?

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *